Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | boşlukları doldurmak | fill in v. | ||
It is generally said that training is about filling in the gaps. Genellikle eğitimin boşlukları doldurmakla ilgili olduğu söylenir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | boşlukları doldurmak | fill in the blanks v. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | (bir madde ile) boşlukları doldurmak | impregnate v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (duvardaki boşlukları) taş parçalarıyla doldurmak | pin in v. |
Construction | ||
Construction | ahşap çerçevedeki boşlukları doldurmak için kullanılan tuğlalar | brick nog n. |
Marine | ||
Marine | yüzeyi düzgün bir hale getirmek için (halat) tellerinin arasındaki boşlukları iplik veya sicim ile doldurmak | worm v. |
Printery | ||
Printery | daktilo sayfalarındaki boşlukları doldurmak için kullanılan büyük harf metali bloğu | quotation n. |
Slang | ||
Slang | gazete veya dergi köşesinde fazladan boşlukları doldurmak için kullanılan yazı | bogus n. |